Kendini tarif etmek hem kolay hem zor. Bu sebeple şimdi buraya, doğaçlama karalayıp anlatacağım ve öyle kalacak.

Merhaba, ben Mert Atalay.

Çocukluktan bugüne bisikletin büyüsüyle yaşadım. Henüz küçük bir çocukken bile uzaklara pedallama arzusuyla  diyarlara süren ve gezgin ruhunu okuyarak zenginleştirmeye çabalayan, aklının yettiğince de uzun zamandır birçok mecrada yazan nacizane seyyahım.

Amacım, sadece kendi yaşayıp gördüklerimi aktarmak değil. Öncelikle kendi şehrimde olmak üzere ülkenin her yerinde bisikletli yaşam mücadelesinde saf tutup bu uğurda kıymetli, sağlıklı bir geleceğe de yardımcı olmak istiyorum. Bu anlamda çalışan, dernek, grup ve topluluklarda gönüllü görevler de aldım, alıyorum.

Velespitten ziyade şahsi yaşamımdan kısa bilgiler de soru işaretiyse anlatayım. Bir İletişimciyim. Kaynağı, aldığım diplomalara göre konuşursak, son olarak Yüksek Lisansımı Halkla İlişkiler ve Reklamcılık üzerine tamamladım ve bunu bitirene bu alanda uzman da diyorlar. 17 yaşımda okuduğum Mark Twain’ın sözü, eğitim hayatımı tanımlamaya devam ediyor; “Okul hayatımın, eğitim hayatıma karışmasına izin vermedim. “

İş hayatım, 13 yaşında ailemizin işyerine BMX bisikletimle ulaşıp çalışırken başladı. Haricinde, rençberlik, hayvancılık, ön muhasebe, muhabirlik,  reklamcılık, organizasyon, halkla ilişkiler, pazarlama, saha formenliği, müşteri ilişkileri gibi daha yazmadığım iş alanlarında sürekli bir iş hayatım oldu. Kurumsal bir firmada beş yıl çalıştıktan sonra kendi işimi kurma kararı aldım ve şu an kendi işimi yapıyorum. Ayrıca ailemizin işleri de devam ediyor. Çalıştım, karşılıklı kazandırdığı müddetçe de çalışmayı seviyorum.

Bisiklete geri gelelim… Şimdiye kadar on binlerce kilometre yol sürdüm, onlarca şehir, bir o kadar güzel, kötü anı biriktirdim.

Ruhumun sesini dinlemeye uğraşıyorum ve bahşedilen aklımın sınırlarını zorlamak tatmin olduğum husus. Büyük feylesof Epiktetos’un öğrencisi olarak, bu gaye odağında,  “Oku, Sür, Yaz” diye özetlediğim üç eylemi gençlik dönemimin felsefesi olarak belirledim.

Bir cümle yukarıdaki düşüncenin temeliyle oluşan Velespitopya (velespit-ütopya) ‘da ise, bisikletli yaşam içinde ve dışında, seyahatlerimi, düşüncelerimi, gözlemlerimi, betimlemelerimi anlattığım nacizane bir deneme alanı olarak istifadelerinize sunuyorum.