Sakarya Nehri ve birçok deresiyle beslendiği verimli toprakları, Karadeniz’e kıyısı olan sahil şeritleri, dünyanın sayılı, kıymetli su kaynaklarından Sapanca Gölü, kıymetli göl ve göletleri, şelaleleri, yaylaları, zengin bitki örtüsü, birçok kültürün harmanlandığı, diğer büyükşehirlere göre aslında daha yaşanabilir hali ile Sakarya, Türkiye için kıymetli ve önemli bir şehir…
Sakarya dışından gelip buraya yerleşen birçok kişinin Sakarya için ortak kanıları mevcut. Fakat özellikle 2 ya da 4 yılını burada yaşayan öğrencilerin sürekli şikayet ettiği ve beklenti içinde olduğu konular var.
Sakarya’da artık iki üniversite var. Sakarya Üniversitesi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi. İki üniversitenin bünyesinde on binlerce öğrenci var. Fakat mezun olan çoğu öğrenci maalesef şehrimizden bir an önce çekip gitmenin derdinde. Kimisi de Sakarya’yı çok seviyor. Fakat açık ara gözlemlendiğim, öğrencilerin çoğu üniversite hemen bitse de gitsek düşüncesinde. Bunu gördükçe gerçekten üzülüyorum.
Bulunduğum sosyal ortamlardan ötürü üniversitelerden arkadaş, tanıdıklarım var. Mezuniyet töreninden sonra “bir daha görüşmemek üzere Sakarya” benzeri yazılarını sosyal medya hesaplarında paylaşan arkadaşlarımın, tanıdıklarım aslında neyi anlatıyor? Birlikte vakit geçirdikçe şehirden beklentilerini ve neden Sakarya’yı bir türlü sevemediklerini anlayabiliyorum.
Bisiklet camiamıza da dahil olan,
tanışıp çok güzel hatıralar biriktirdiğimiz üniversiteli arkadaşlarımızı
dinliyorum. Hatta birisiyle röportaj yapalım gazetede yayınlayalım bu konuları
dile getirin diye kendi aramızda bile konuştuk.
Öğrencilerin bu tutum, düşünce davranışlarını gözlemleyip anlamaya çalışırken
Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı tarafından yaptırılan Öğrenci Dostu
Üniversite Şehirleri ve Türkiye Üniversite Öğrenci Memnuniyeti Araştırması
(TÜMA) 2019 yılı araştırması geçen gün açıklandı. 73 sayfalık araştırma çarpıcı
bilgilerle her şeyi açıkça çekinmeden anlatmış. Sakarya, 2018’e göre 4 basamak
daha gerileyerek 34’ncü sıradan 38’e düşmüş. Araştırmanın en dikkat çekici
noktası ise öğrenciler üniversiteden memnun, Sakarya’dan değil. Ankette, şehrin
sosyalleşme mekan, ortamlarından ve halkın kendilerine olan bakış açılarından
rahatsız oldukları belirtiliyor. Esasında bu birçok şeyi özetliyor.
Araştırmanın sonuç bölümünü herkesin okumasını tavsiye ederim. Özellikle
Sakaryalıların… Sakaryalılar, öğrencilere hangi açıyla bakıyor? Bu cevabı
herkes kendisine bir kez sorup samimi cevap vermeli. Çünkü bu cevapların
sonucunda şehrin gördüğü zarar ortada!
İlk üniversitemde bulunduğumuz şehir ve çevre şehirlerin kurumları ve o
bölgenin sivil toplum kuruluşlarıyla o kadar çok etkinlik ve proje
düzenlemiştik ki, neredeyse oralı olmuştuk artık. Sakarya Üniversitesi’nden de
mezunum. Yüksek Lisansımı da Sakarya Üniversitesi’nde yaptım. Oradaki kadar
faaliyet üretecek, yönlendirecek, motive edecek kanal bulamadım. Peki ya
şehrimizde, öğrenciler ne kadar dahil ediliyor şehre? Şehrin bugününe,
geleceğine?
Belki de ülkemizin en güzel
manzaralı, ferah kampüsü olan ve eğitim olarak da iyi üniversitelerine sahibiz.
Sosyal faaliyetler bakımından eleştirilebilir yanları mevcut. Üniversitede
artık şenlik yok. O başlı başına bir fiyasko. Tüm şehir bu üniversite şenliklerini
bekler, gerçekten harika organizasyonlar olurdu. Artık yok. Umarım
engelleyenler ve dinleyip düzenlemeyenler tüm bu araştırma sonuçlardan mutludur.
Onun detayları başka…
Sosyal faaliyet demişken; öğrenciler ve şehrin bütünleşmesi için Mavi Durak’ta
şenlik yapıldı. İnsanlar eğlendi diye burunlarından getirdiler. Hem
düzenleyenlerin hem eğlenenlerin. İnsanların hayatlarının en güzel yıllarında
unutamayacakları bir etkinlik oluyor, gerçekten şehirde güzel şeyler oluyor
diye sevinmiştim. Gel gör ki, şenlik bitti bir sürü tantana oldu. Bir sürü
bahaneyle engel olmaya çalıştılar. Bir daha da düzenlenmedi. Siz
eğlenmiyorsunuz diye nedir bu gerginlik. Sizin hayata bakış açınıza uymuyor
diye nedir bu baskı? İnsanlar sizin doğrularınızla yaşamak zorundaymış gibi
linç edeceklerdi öğrencileri. Şunu tekrar etmek istiyorum; kimse sizin
doğrularınızla yaşamak zorunda değil hanımlar, beyler… Yaşamıyor, yaşamayacak
da. Bu baskılar tam tersi etki yapar ve yapacak da.
Bugün şehirle üniversite öğrencilerini buluşturacak, öğrencilerin şehre ve
kendilerine değer katacak kaç projeleri, sürekli halde bulunan faaliyetleri
var?
Şehre en çok ekonomik kazanç getiren, en dinamik, en yararlı olacak kitle,
evden derse gidip geliyor. Hafta sonu gelince yakın şehirdekiler Cuma gününden
otobüse atlayıp burayı terk ediyor.
Araştırmalar, anketler ve sonuçları gerçekten çok önemli ve yapılması
gerekenlere ışık tutuyor olabilir. Fakat tüm bu değişimleri yapacak,
yönlendireceklerin bu sonuçlar ne kadar umurunda? Bence araştırılması gereken
asıl nokta burası. Öğrenci mutlu mu, yaşamının en verimli ve unutulmaz
yıllarında kendi çevresine sıkışıp kalıyor mu, öğrenci şehir ile nasıl barışır ve
katma değer oluşturmasını sağlanır… İşte bence asıl mesele burada yatıyor…
İyi değil, kötü bir iz ve algı bırakarak mezun olan, iş güç makam mevki sahibi
olacak on binlerce insan, Sakarya için uzun yıllar sonra aynı his ve
düşüncelerde olacaklar. Her yerde karşımıza çıkacak, değişmeyecek acı tablo.
Ve bence en kötüsü de bu…