Çark Caddesi’nde Bisiklet Sürmek

Sakarya denilince ilk akla gelen yerlerin başında Çark Caddesi gelir. Tarihten bugüne hem ticaret hem de sosyal yaşamın merkezlerinden biri olan caddede yürüdüğümüzde kesin birkaç tanıdık ile karşılaşır, selamlaşıp sohbet ederiz.

Misafirimiz gelince Cadde’de bir tur atar, mekanlardan birine oturur, çay kahve içeriz. Bugüne kadar Cadde ile ilgili çok fazla şey yazıldı, çizildi. Özellikle dikkat edip odaklandığım konu, Cadde’nin estetik bir görünüme kavuşması için yapılabileceklerdi.

Nice şehirlerde görüyoruz ki şehir için önemli, simge haline gelmiş cadde ve sokakları, belirli bir tema çerçevesinde düzenlenerek harikulade bir hale getiriliyor. Çark Caddesi’nde öyle mi? Karma karışık tabelalar, aydınlatmalar, işgaliyeler, pasajlardan fışkıran alelade tezgahlar, seyyar satıcılar, çöpünü çöp saati gelmeden çıkaranlar, başka hiçbir yiyecek şeyimiz yokmuş gibi her yeri sarmış dönerciler, apartman altı dükkanlar arasındaki yürüyüş yollarının engebeleri, motorlu ve motursuz araçlarda park sorunu… Bir curcuna….

 

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, bisiklet, gece ve açık hava

Cadde için 1999 yılı ve sonrası büyük bir fırsattı. 2019 yılındayız. Tam 20 yıl. Dile kolay. Çark Caddesi’nin trafiğe açık olduğu günleri görmüş biri olarak bu sürede Cadde’de çok şey değişti. Yine de istenen ivmenin yakalandığını sanmıyorum. Bugün şehrin başka ilçe ve caddelerindeki büyüme ve insan akınının müsebbihi, Sakarya’nın en eski merkezlerinden biri olan Cadde’nin kendisine ve şehre yön verecek bir halde olmamasından kaynaklanıyor. Bunu oradaki esnaf bir bakıma sağlayabilir ama aslen kurumlar bunun öncüsüdür. Bugün bir kısım tarafından eleştirilse de çok kıymetli bir hale gelen Tarihi Uzun Çarşı nasıl estetik bir hale geldiyse, yürüyünce insanın için açılıyor, keyifleniyorsa, Çark Caddesi’nin de artık tümüyle bir düzenlenmesi şart. Yoksa yapılan parça parça müdahalelerin günü kurtarmaktan başka bir değişimi getireceğini düşünmüyorum…

 

Cadde’nin durumuyla ilgili oturup saatlerde konuşulur, yazılır. Ben esasında başlıkta da belirttiğim, önemli bir başka hususa değinmek istiyorum. Cadde’de hal böyleyken, bir de burada bisiklet sürmek, keşmekeşi arttırıyor. Şikayet çok. Hatta bazen zabıtalar tarafından bisikletler toplanıyor. Ceza yazılıyor. Çözüm oldu mu, hayır.

İki bakış açısı var. Çark Caddesi’nde bisiklet sürmek isteyenler ve sürülmesini istemeyenler.
İki tarafında kesinlikle haklı olduğu açılar var. Öncelikle bisiklet kullanmak isteyip caddeye pedallayanlar, Çark Caddesi’nin ulaşım sorununa en büyük çözüm kaynağı. Motorlu araçlar yüzünden paralel sokaklarında trafik ilerlemezken ve park edecek yer bulunamazken bisiklet, bunun için direkt bir çözüm aracı.

Sakarya’da binlerce kişi gün içinde işlerini bisikletiyle hallediyor. Caddeye de gün içinde sayısız bisikletli geliyor. Terziye, kuyumcuya, berbere, kafelere gidiyorlar. Esnaf farkında mı bilmem ama esasında bisikletliler, Çark Caddesi’nin can dostu müşterileri. Bisiklet sürenler de işlerini rahat rahat görüp burada pedal çevirmek istiyorlar.

Peki sorun nedir?
Diğer açıdan baktığımızda Cadde, belirlenen saatler arasında araç trafiğine kapatılmış bir alan. Esnaf, bisikletlilerin yürüyen müşterileri rahatsız ettiğini düşünüyor. Bir bisikletli olarak bu görüşe katılıyorum. Burada bisiklet sürmek isteyen, caddeye ulaşmak isteyen bisikletliler paralel sokaklardan ulaşımlarını sağlayabilirler. Vatandaş caddeye adım attığında burada sadece yürüyen insanların olduğunu, araç trafiği olmadığını bilerek rahat ve güvende yürürken birden bir bisikletli görünce korkuyorlar. Kazalar, yaralanmalar oluyor.

Nasıl çözülebilir?
Şunu bir defa belirteyim: bir bisiklet şehrinde, bisikletin giremeyeceği sokak ve caddenin olması, bu noktaları yasaklayanların aleyhine olur. Şu an dükkanlarının önünden bisiklet yolu geçiyor diye sitem edenler, çok değil 5-10 yıl sonra ne olur bisiklet yolu yapın diye talepte bulunacaklar. Bisikletliler değil, motorlu araç trafiği işlerini engelleyecek, müşterilerini kaçıracak. Çark Caddesi’nin Atatürk Bulvarı, Uzun Çarşı ve Orhan Cami meydanı, Kent ve Gar Meydanı, Yeni Cami gibi alanlar ile bir bütün haline getirilmesi, bu alana yeni bir çehre kazandıracaktır. Otomobiller, sokakları bizden çalan birer hırsız. Tüm alan yürüyüş ve bisiklet yolları ile donatılabilir. Ki zamanla bu zaten kaçınılmaz. Bugün değilse yarın mutlaka olacak. Kapsamlı ve cazibe merkezlerini birbirine bağlayan yayalaştırma projeleriyle şehir merkezi hem sosyal hem de ticari olarak nefes alabilir. Bu sorunlar büyümeden alternatif  ulaşım ve yayalaştırma, bisiklet yollarına entegre çözümler ile geleceğe hazır olabiliriz.

Çark Caddesi için düşüncem, böylesine yaya trafiği olan bir yerde  cadde içinde bisiklet sürmenin hem bisikletli hem de yaya için bir katkısı olmayacağı yönünde. Burada bir bisiklet yolu yapılsa bile bu yolda rahatlıkla bisiklet sürmek de mümkün olmayacak. Bazı şehirler bunu denedi. Şehrin yayalaştırılmış caddelerine bisiklet yolu yaptılar. Sonuç, yaya ile bisikletli yine karşı karşıya kaldı. Ne yürünebildi ne bisiklet sürülebildi.

Çark Caddesi’nde de durum farklı olmayacak. Bu sebeple caddeye bisiklet yolu değil, yakın çevresine güvenli bisiklet park üniteleri yapılmalı. Caddede pedal çevirenlere ceza değil, yapılacak güvenli park ünitelerine park yapma bilinci verilmeli. Yüzlerce örneği var… Bugün caddede bir tur atın, her köşede, direklerde, ağaçlarda park edilmiş bir sürü bisiklet göreceksiniz. Bu şekilde hem caddenin görüntüsü bozuluyor hem de bisikletler güvenli olarak park edemiyor. Güvenli park alanı bulamadığı için de caddede nereye giderse bisikletini de götürmek zorunda kalıyor. Bu görüntü, açık bir talebi ortaya koymakta. Ulaşımın en büyük çözüm ortağı bisiklet kullanıcıları caddeyi rahatlatıyorken herkes için ortak çözüm; güvenli bisiklet park üniteleri.

Bir bisikletli evinden çıkıp gelecek, caddede ve oldukça yakın bölgelerdeki alanlardaki ünitelere güvenle bisikletini bırakacak ve alış verişini yapacak, gezecek. Ne yayalar ne esnaf bundan rahatsız olacak. Hazırda şehirdeki tüm park üniteleri yeni ve daha güvenli üniteler ile yenileniyorken, Çark Caddesi’nin yakın bölgelerinde sık sayıda güvenli park ünitelerinin eklenmesinin bu konuya ciddi bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.
***
Çarşamba günü Küçük İskender hayatını kaybetti. Bir süredir tedavi görüyordu, bekliyorduk… O üzülmememizi istese de elde değil.
O sebeple haftanın sözünü bir sohbetimizden alıntı yapacağım.
Bir sohbet esnasında bir soruma karşılık verdiği cevap;
“…sürüden ayrılmak en doğru yol.. kurt kapsa da özgürlük bazen başkalarının dişleri arasında ölmektir.” (23 Aralık 2009)

İnstagram
Facebook
Strava

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir