YARIM ADADA BİR DÜNYA BİSİKLETLİ “GRAN FONDO ÇEŞME 2017”

Muazzam manzaralar eşliğinde bisikletinizle sörf yapmışlığınız oldu mu?

Olmadıysa ve Çeşme yarım adasında binlerce bisikletliyle neler olup bittiğini merak ediyorsanız, buyurun şuradan alalım…

VELOTURK GRAN FONDO ÇEŞME

Velotürk, bu yıl ikincisini düzenlediği Gran Fondo Çeşme ile pedalın sesini yükseltmeyi başardı. Anlatılan- dinlediklerime göre geçen yıla kıyasla daha da başarılı bir yarış organizasyonu ile bisikletçilerin gönlünde başka bir yer edindi. Peki, bu yarış sadece bir yarış mıydı? İnsanlar, Kasım ayının ilk haftasında akın akın Çeşme’ye niye geldiler?

Hayır, bisiklet nasıl ki sadece binip gezmekten ibaret değilse, bu organizasyon da bir yarıştan ibaret değildi. Katılım bedeli ile yarışa dahil olunabilen organizasyon için yüzlerce çocuk, bisikletlerine kavuşacaktı… Hem yarış heyecanını yaşamak isteyen hem de ihtiyacı olan çocukları “Bir Çocuk Gülerse Dünya Güler” sloganı altında bisikletleriyle buluşturan amatör pedallar, Gran Fondo Çeşme’de buluşmuş oldu. Nihayetinde uzun ve kısa parkurlar ile 1,700 civarında bisikletli, Çeşme’ye ulaştı.

ONUR4598

.
.
.
.
.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Biz de Sakarya’dan dört kişi yarışa katılmaya bir gün öncesinde geldik. İlhan Şengel, Zeynep Gülay, Büşra Çinar ve ben Cuma akşamı çıktığımız yolda Urla’da güzel bir kahvaltıya ulaşabilmiştik. Ardı sıra Çeşme’deki otelimize ulaştık.

Bir yarış ya da etkinlik organize etmek, salt katılımcıları bir rota etrafında sürüşlerini kontrol etmekten ibaret değil… Sağlıklı ve en az hata ile tam bir Halkla İlişkiler gerektiren organizasyonlarda, etkinlik öncesi, sırası ve sonrası gibi birçok etken sıkı bir ekip çalışmasıyla ancak bir noktaya ulaşabiliyor… Bu noktadan hareketle, Veloturk’te Çeşme Belediyesi meydanında katılımcılar için oluşturduğu alanda bisikletli yaşam, ürün ve hizmetlerine yönelik hizmetleri sunmuş. Bir tarafta Pınar süt protein ürünlerini test edebilirken diğer tarafta Toyota’nın bisikletine binerek belirli bir kadans çevirdiğiniz taktirde bir fidan sahibi olabiliyorsunuz!

slider_1

Yarıştan bir gün önce kayıtlarını tamamlayıp alanın keyfini çıkarmak isteyen bisikletlilerin görüntüsünü izlemek gerçekten başka bir keyif katıyor… Sizi bilmem ama ben bu kadar çok bisikletliyi keyifli şekilde aynı amaçta aynı ortamda görünce mutlu oluyorum. Sanıyorum ki etrafta tebessüm ile dolaşan bisikletliler de bu duygulara sahipti. Bisikletliler için oluşturulan meydanda detaylandırılacak birçok hatıra birikti.
20171104 (97)

TEKNİK TOPLANTI

Teknik toplantı vakti gelmişti. Çeşme’ye giriş yapan her hangi bir bisikletçi iseniz teknik toplantı nerede olacak diye merak etmeniz yeterli.. Şehir merkezinin hemen her ana arterinde toplantının olacağı alanı gösteren tabela ve işaretler sizi toplantı salonuna gönderiyor. Toplantı salonu ağzına kadar dolu. Önce kısa parkur ve detayları ve sonrasında da uzun parkur… Detaylar, sorular ve cevaplar, iyi dilekler gündemi belirliyor. Yoldaki olumsuz durumlar da çok açık şekilde beyan edilen, genel anlamda samimi, tam bisikletçilere göre bir toplantıydı. Heyetin konuları alanlara ayırarak sunum yapması ve birbirinin alanlarına dahi müdahale etmeden soruları cevaplandırmaları da organizasyon başarısının kilidini bir kez daha göstermiş oluyordu.

20171104 (152)

Çeşme’nin tüm sokaklarında bisikletliler cirit atıyordu. Bizler de gün içinde ve akşamında keyifli akşam gezmeleri yaparak Çeşme ve Alaçatı’yı turladık. Kayıt esnasında verilen makarna partisi kuponlarımız ile organizasyonun verdiği kumruları yedik. Artık vakit, sabah başlayacak yarış için dinlenme ve hazırlanma vaktiydi…

YARIŞ!

Cıkırrt! Pedallar kilitleniyor…
İlk önce Lapierre parkuruna katılacaklar start alacak.
anna-2655
Rengarenk formalar, heyecanlı gözler start anı için hazır. Bu noktada bir eksiklik vardı. Uzun parkurdan sonra kısa parkur start alacaktı. Kısa parkur startında ön tarafa yerleşmek isteyen bisikletliler, uzun parkur start alanında yığılma yaparak start anında soruna yol açtılar. Çıkıştan önce sorun yaşamamak için özellikle rica etmemize rağmen kısa parkurda pedallayacak 10-15 kişilik Trakya Bisiklet ve Spor Kulübü formaları arkadaşlar ricadan anlamadılar.  Etrafımda yüzlerce bisikletli ile omuz omuza, teker tekere hem endişeli hem de muazzam keyifli şekilde ilk pedala basıyorum… Dikkat!, sağdayım, soldayım! Fren yok!… uyarıları her bir yandan birbirine seslenen bisikletlilerin tekerlek sesine karışıp uzun parkur başlangıç yapıyor… Biz Sakarya ekibi olarak arka bölümde başlamayı tercih ettik çünkü daha önce katıldığımız bu tip yarışların start’larının ilk çıkışlarında kaza oranı çok yüksek. Amacımız, sorunsuzca rotayı tamamlamak. Ne birinci ne sonucu olmak hiçbirimizin ilk hedefi değil. Hedef, keyifli bir adrenalini 100 kilometre boyunca taşıyabilmekti.

Bisikletliler rüzgar gibi birbirini geçiyor, grup grup olmuş bisikletliler rüzgara karşı kartopu gibi büyüyerek kilometreleri deviriyorlardı. Ben de istemsizce oluşan hızlanma ve öndeki gruplara yetişme dürtüsüyle sürekli bir öndeki gruba yetişmek için kendimi zorladım. Bu noktalarda insan sınırlarını ve nasıl tempo vermesi gerektiğini daha iyi anlıyor… Etrafıma baktığımda belki yıllardır belki de yakın zaman içinde bisiklete bu denli yönelmiş insanların olduğunun farkındayım. Herkes kendi gücünü zorlayarak hem rüzgara hem de yokuşlara karşı verdiği mücadele, işte bu yarışın tam adı da budur. Kendini yenmektir…

instasize_171105180919

Yarışın ilk 15 kilometresi, Çeşme Belediyesi önünden Çiftlik tarafına kadar sarıp geri dönmek üzerine kurulu. Sonraki rota ise kısa parkurdan ayrılan yol ayrımından itibaren Ovacık’a doğru sürüş… Gruplar Ovacık yoluna doğru devam ederken artık belirginleşiyor. Öncü ve takip grubunu görüyordum, sıkı bir tempo verdiyorlardı. Onlara yetişmek neredeyse imkansız. Zeynep’i kendi kategorisinde bir noktaya taşıma hayalimiz de Zeynep’in kopmasından sonra suya düştü… Artık kendi başıma gruplar arasında tempomu koruyarak birçoğuna göre zorlu parkuru tamamlamak tek hedefimdi.

TÜRKİYE’DE BİR İLK: BİSİKLET SÖRFÜ 

Biz çeşmeyi rüzgar sörfçülerinin mekanı bilirdik. Artık o iş değişti. Ovacık’dan Alaçatı’ya kadar yediğimiz o rüzgar, resmen bisikletli sörf tanımını karşıladı… Tüm o rüzgar ve yokuşları bir nebze rahatlatan muhteşem deniz ve görüntüler, Alaçatı girişinde kaybolup yerini Ildır’a kadar birçok bisikletçiyi bezdiren bayırlara bıraktı…  Benim strava verilerime göre yarış sonunda toplamda  bin iki yüz yirmi yedi metre tırmanmış olacağız ve bu tırmanışın neredeyse yarısını bu alanda kat edecektik.

Soğuk asfaltta tercih edilmiş kalın malzeme, 700 x 23 lastikler için hiç de güzel bir şaka değildi. Hele ki teknik toplantıda bahsedilen stabilize alan, bisikletlilerin korkulu rotası olarak önümüzde bekliyordu. Nitekim birçok bisikletinin yarış dışı kalmasına neden olan lastik patlakları aynı zamanda bana göre biraz da kendi sorumsuzlukları… 100 kilometrelik birçok farklı malzemeden meydana getirildiği belirtilmiş yolda normal bir sürüş yapılacaksa dahi lastik tamir kiti olmadan yola çıkmak kesinlikle doğru değil. Her 25 – 30 kilometrede bir sağa çekmiş gelip geçenden pompa, iç lastik, yama isteyen bisikletlileri görünce üzüldüm… Benim sırtımda iki iç lastik ve yama takımı bulunuyor ve bunu ben tüm bu yol boyunca taşıyacağım.  Kendi lastiğini taşımalısın adamım! Her birine ‘geçmiş olsun’ demekten başka elimden bir şey gelmedi, gelemezdi…

_E011947
ILDIR

Ildır’ın sıfırından Kadıovacık’ın iki yüz metresine tırmanan bisikletliler, yokuşlarda birer birer tempoyu düşürdüler. Bu alana kadar birlikte pedal çeviren grupların hemen hemen hepsi dağıldı. Gran Fondo Çeşme temalı araçlar yokuşlarda kontrol ede ede bisikletlileri geçiyordu ve iyi görüş açısı yakalayan fotoğrafçılar, rotanın şaşırtan yerlerinde karşımıza çıkıp deklanşöre yükleniyorlardı… Barbaros köyüne indiğimizde, köyün ara sokaklarında oturmuş teyzeler, gelip geçen bisikletlileri izliyorlardı. Ben yarış koşanların ortalarında olmama rağmen tüm geçişlerde güvenlik görevlileri araç geçişlerinde yüksek güvenlik önlemi aldı. Hem önümde hem arkamda sürenler için geçişlerde hiçbir problem yaşamadık.
20171105 671 (1)

Barbaros ve ardı sıra Birgi köylerinden kurtulup kendimi Eski Çeşme yoluna atınca aklıma hemen Antikköy yokuşu geldi. Antikköy yokuşu, Çeşme’den İzmir’e giden bu yol güzergahı üzerindeki oldukça dik bir tırmanıştı… Bir an ‘acaba rota o bölgeye miydi?!’ diye düşünürken, batıya sürdüğümüzü kavrayıp ciddi bir tempo vermeye başladım. Verilere göre, Barbaros köyünden İzmir- Çeşme yoluna çıktığınızda, Kutlu Aktaş göletine kadar hafif ama sürekli bir iniş eğimi mevcut…

İşte önümde son feedzone var! Bu demek ki bisiklet sayacım da doğru gösteriyor. Son kilometrelerdeyiz. Buradan birkaç parça muz alıp yola devam etme kararı almıştım. Henüz yanaşmadan mataramı açtım ve görevliye uzattım. Direkt doldururken ben de ceplerime birkaç parça muz koyarak yola devam ettim. Teknik toplantıda her ne kadar olmayacağı söylense de yarış esnasında kimse orada durup muz yiyemezdi.

Yol bilekleri zorluyordu ama dolmuş bacaklarım ile harika bir tempo tutturmuştum. 85 kilometre sürekli çevirmiş bacaklarım için bu hafif eğimli iniş oldukça tempolu geçecekti. Nitekim etrafımdaki bisikletçileri de tek tek geçerken bunu daha iyi kavradım. Burada yaklaşık 20-30 bisikletliyi geçmiştim… Ta ki onlar beni tekrar geçene kadar… Kutlu Aktaş göletinin mesafesinde arkaya yük verdikçe lastiğimin patladığını anladım ve hemen sağa çektim…

Lastik Kutlu Aktaş Göleti

Gerekli malzemeyi çıkarıp iç lastiği söktüm ve dış lastiği kontrol etmeye başladım. Sizce ne çıkmış olabilir? Numaralarımızı formalarımıza tutturmak için kullandığımız çengelli iğne… Bunca yol boyunca birinden düşüp bana denk gelmesine mi yoksa son 10 kilometre kala bununla uğraşmaya mı yanayım bilmiyorum. Bir acelem yok. Beş dakika on dakika önemli değil ama bir an önce tekerimi tamir edip yola devam etmek istiyorum. Temkinli şekilde tamir edip, yeterli havayı bastıktan sonra yola devam edeceğim. Önümde yakaladığım bir grup ile Çeşme içine kadar pedallıyorum… Artık son kilometre ve metrelerde kaçıncı olursan ol, yarışı bitirmenin ve yüz kilometreyi sorunsuzca tamamlamanın keyfi oluyor.

FİNİSHER 

Nedir bu Gran Fondo abi?” diye soranlara bir cevap daha veriyorum: bitiş çizgisini birlikte geçtiğimiz birbirini hiç tanımayan beş bisikletli kucaklayıp birbirimizi kutladık. Ne birinciydik ne de her hangi bir derecemiz vardı. Hepsi, kendisini yenmiş insanlar… Dönüşümlü olarak birbirimizi bitişe getirdik.

instasize_171105180951

Bitişten beni bekleyen Finisher madalyamı boynuma taktıklarında sonra meydandaki sulardan iki tane alarak oturacak bir yer aradım… Bacaklarım yanıyordu ve cidden dört saat boyunca sürekli yükselmeye çalışmış, zorlanmış bir bünyeyi dinlendirmem gerekiyordu. Etrafımda da aynı şekilde yere yatanlar, dinlenenler, oturanlar ile yine her yer bisikletli doluydu… Fakat bu defa gözlerdeki heyecan yerini yorgunluğa devretmiş haldeydi…

Birkaç kişi gelen kim varsa arkadaşlarını bekliyordu. Ben d bizimkileri beklemeye koyuldum ve bitiş alanına yakın bir yerde oturdum. Sırayla Zeynep, Büşra ve İlhan abi finişe ulaştılar ve artık bizim için yarış da Çeşme de burada noktalanacaktı. Artık otele gidip duşumuzu alarak Sakarya’ya dönüş yolculuğuna başlayacaktık.
instasize_171105180757

Yarış ve ardından…

Yolculuk boyunca kendi aramızda yarış hakkında konuşurken, eksik ve fazla yönlerini de incelemeye, tartışmaya da fırsatımız oldu. Öncelikle bisiklet firmalarının tanıtım ve reklamı adına çok şey kaçırdıkları aşikar. Bu kadar fazla katılımı federasyon yarışlarında bile bulamazlarken medyatik bir organizasyonda bulunmak için daha fazla uğraş göstermeleri şart. Ve fakat ülkemizdeki bisiklet üretici & satış camiası henüz bu oluşumlara yeterli desteği sağlayıp sağlamamak arasında kararsız gibi. Avrupa’da bu yarışların hemen hemen tüm finansmanı bisiklet markaları tarafından karşılanıyor. Bu yarışta da Accell Bisiklet varlığını ve ağırlığını koymuş ama nacizane öneri olarak, yarışı bitirip derece yapan ilklere bisiklet hediye edilebilir ya da benzeri ‘bisiklet hediyeli’ girişimler olabilirdi. Mesela, Lapierre parkuruna sıkı bir Lapierre çok yakışırdı.

Toyota’nın elektrikli aracı için yaptığı bisiklet, doğa, çevre temalı girişimleri için bu yarış ziyadesiyle kıymetli bir PR idi. Meydanda yaptıkları kadans : fidan çalışması yine doğayı koruma odaklı interaktif bir çalışma olarak karşımıza çıktı.

20171104 (130)

Ama aynı zamanda Toyota aracıyla ilgili yeterli bilgiyi genişletemediğini düşünüyorum. Mesela aracının üzerinde bisiklet taşıyıcı ekleyip iki tane bisiklet ekleseydi muazzam bir algı yapabilirdi. Aynı zamanda yarışta da Toyota ekibinden yarış koşanlar gördüm gibi… Böyle bir girişimleri varsa da taktir etmek lazım.

Meydanda bisikletlilerin daha fazla kalmasını, zaman geçirmesini sağlayacak araç gereçler ne yazık ki yoktu… En azından yarış öncesi akşamında bir etkinlik, müzik ya da yarış sonrasında biraz daha sahnenin varlığı kullanılabilirdi diye düşünüyorum…
Bu yıl, geçen yıla nazaran yol güvenlik önlemlerinin çok daha iyi olduğunu geçen yıl katılanlardan duyduk. Bir başka husus ise formalara takmamız için verilen numaraların kağıttan yapılmış olması da rüzgardan dolayı yırtılma ve kopmalara neden oldu. Geçen yıl daha kaliteli bir malzemeden yapıldığı beyan ediliyor…
Veloturk formalarına ulaşamamak da ayrı bir durumdu. 2016’da satışı yapılan Veloturk formalarından bu yıl maalesef göremedik…
Tüm katılımcıların start’ını aynı anda almak gibi bir sorunu mevcut olan yarışın sonuçların beklediğimizden de erken açıklanması bizi şaşırttı.

Sözün sonuna doğru yaklaşacak olursak, büyük bir heyecan ve keyifli zaman yaşadığımız Çeşme’de binlerce bisikletli ve bisiklet sevdalısı Kasım ayında bir araya geldi.. Bu kadar bisikletlinin son dönemde artış göstererek yarışlara da ayrıca ilgi duyması, yarınlara yönelik umut verici bir gelişme. Türkiye’nin her yerinde binlerce bisikletli bol rüzgarlı, tırmanışlı ve keyifli bir rotada pedalladı. Bu amatör yarışların temelinde unutulan bir hakikat var! Bisiklet kültür ve yaşamının yayılması için var gücüyle uğraşan grup, kulüp ve dernekler, Gran Fondo gibi yarışların gizli, asıl kahramanıdır.

20171105 1215
(Zeynep Gülay)

Buralara akın eden binlerce insan, bu oluşumlarda ilk önce pedallayıp, gelişip öğrendi ve yarışacak, yarış ile keyif alacak düzeye geldi. Türkiye’de iyi niyetle bisikletli yaşam adına uğraşan tüm bisiklet grup ve derneklerine teşekkür etmek boynumuzu borcu…

Gran Fondo Çeşme medeni cesaretini gösteren tüm bisikletlilere, böylesine keyifli bir organizayonu düzenleyen Veloturk ve Çeşme Belediyesi başta olmak üzere etkinliğin sponsorlarına, bisiklet sevdası ile pedallayıp uğraşan tüm pedaldaşlara kocaman teşekkürler!

Pedallar hiç durmasın!

Yazan & Derleyen
Mert Atalay

*Fotoğraflar, sonuçlar ve daha fazla bilgi için granfondocesme.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

İnstagram
Facebook
Strava

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir