Mavi Gözlü Şehirde İki Teker Bir Masal – “RODOSTOBİKE”

Bir yaşanmışlığı, anıyı, hatırayı anlatacağım yazılara başlarken en büyük sorun giriş yapmak oluyor… Aklımda o kadar çok girizgah oluyor ki acaba hangisi yakışır, hangisi yazıyı sürükler diye düşünüyorum. Rodostobike için gecesini gündüzüne katan koca yürekli Tekirdağ Bisiklet Kulübü (TEBİS) üyeleri gibi, başlangıç kelimesi “Rodostobike” ile başlıyorum…

14409649_1097945026948196_5704345335504152548_o_1_1474890844

Rodostobike, çoğunluğu Trakya ve Marmara bölgesini kapsayan iki tekerli gezginlerin buluştuğu, bölgenin en büyük bisiklet etkinliği oldu. Mesafeler,  bisikletliler için ancak aşılacak miktarı gösterir diyen yüzlerce bisikletli, bu etkinlikte bir araya gelerek “iki teker bize yeter” dedi…

SAKARYA EKİBİ
Biz, Sakarya ekibi olarak yaklaşık bir ay önce grubumuzda “gideceğiz”  dememiz ile birlikte bu gidecek ekibe birçok kişi gitmek niyetindeydi. Nitekim beş kişi olarak yola koyulduk ve detaylı gidiş- dönüş programı için belirli zamanlarda işi gücü bırakıp toplantılar yaptık. 23 Eylül Cuma akşamı bagajda bir, askılıkta üç bisiklet ile birlikte beş kişi, rotamızı Tekirdağ’a çevirdik ve akşam yedi buçukta yola çıktık.

20160924_000352

.
.
.
.
.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

YILLARA MEYDAN OKUYAN DOSTLUK
İşin arka planında, bu davete de değinmeden olmazdı. Çocukluk arkadaşı iki meslektaşın bisiklete gönül vermesiyle başlıyor her şey esasında. Yani, Alpaslan abi ile Serdal abinin yılları deviren dostluklarından bahsediyorum. Liseyi birlikte okuyup dostluklarını hiç kaybetmeyen bu iki delikanlı, bisiklet sevdasıyla bu kez daha da tek bilek oluyorlardı. Alpaslan abinin bir gün gönderdiği etkinlik afişiyle başlayan daveti üzerine her şey çorap söküğü gibi devam etti…

YOLCULUK
Ne diyorduk, yola çıktık… İzmit’te bir akşam yemeğinin ardından bir iki küçük molalar ile Tekirdağ’a varmıştık. Yeterli vakit olsa, Kadir ile Sakarya’dan Tekirdağ’a pedallamayı dahi düşündüğümüz yolları aşmış, birçoğumuzun ilk defa ayak bastığı, henüz şahit olamasak da, Trakya’nın mavi gözlü şehrine ulaşmıştık. Gece çorba içmeden olmazdı…
20160924_022048

Güzel bir çorbacıda lezzetli bir çorbanın ardından eve tekrar geçtik. Geceyi sabah etmeye yakın kuşluk vakitlerinde yataklarımızı hazırladık ve sabah güzel bir tur için gözlerimizi Alpaslan abinin evinde kapattık…

UÇMAKDERE
Bir yol hayal edin… 1,900 rakıma yükselen iniş çıkışları yüzde 17 eğime ulaşan… sol tarafınızda uçsuz bir mavilikte tırmandığınız, temiz, Trakya bitki örtüsüne direkt şahit olabileceğiniz, keyfin son raddesi, zorlanmanın ilk adlarından bir tanesi; Uçmakdere. Tekirdağ’dakiler daha çok Yeniköy ya da paraşüt alanı olarak adlandırsa da bizim aklımıza Uçmakdere olarak kazındı.

Kıyıya dik yükseltilerin, derin vadilerin görüntüsünde buluşan dalgaların kıyı şeridine bıraktığı beyaz çizgi…
Güneşin aydınlığına rağmen yüksekliğin verdiği serinlikte hem yanıp hem serinleme ironisi…
Ancak ve ancak özgürlüğe mahkum olmuşların bisiklet zincirleriyle hapsedilebilecek yegane yerlerden biriydi Uçmakdere.

IMG_20160926_091945

Sabah orduevinde yaptığımız kahvaltıda Uçmakdere için bizlere Tekirdağ Bisiklet Kulübü Başkanı Serkan abimiz ve Ömer öncülük etmek adına yola çıktık ve eşsiz manzaralarda birlikte pedalladık. Yokuşları tırmanıp eşsiz manzaralara ulaşmaya başladığımız yerlerde denk gelen, güzel bir motorsikleti olan Zafer abi ile iki teker dostluğuna bir kanıt daha bıraktık. Kendisi yanımızdan geçerken selam vermişti. Bir de baktık ki dik yokuşların ilk bölümünün bittiği yerde bizi bekliyor. Tanıştık, fotoğraf çektirdik. Uçmakdere’de de bizi beklediğini gördük ve keyifli bir sohbetin ardından o yoluna devam etti…

Gün bitmeden dönüş yaparak Kumbağ’da bir çay keyfi ile bu güzel turu tamamladık. Zorlu turun ardından Gençlik Merkezi’ne geçilecekti. Öncesinde eve uğradık ve oradan da gençlik merkezine geçtik.

GENÇLİK MERKEZİ – AKŞAM TURU
Gençlik Merkezi’ne varmak için evden çıktığımızda, Uçmakdere’nin verdiği keyif vardı. Yaklaşık 10 gündür yağışlardan dolayı doğru düzgün yol kat edememiş bizler, sabahtan bu yana pedal çeviriyorduk. Gençlik Merkezi’nde, Rodostobike için birçok ilden gelmiş olan bisikletliler çadırlarını kurmuş dinlenceye geçmişti. Şüphesiz buradaki kurulumun en dikkat çeken isimlerinden biri de yıllardır karavanda yaşayan Süreyya bey ve eşi Zeynep hanımdı. Avrupayı bisikletle dolaşan ve evini satarak karavan alan bu çift, yıllardır göçmen kuşlar misali sıcak hava neredeyse karavanları ile oraya göç ediyor ve geri dönüyor… Dinç ve sağlıklı çift, karavanlarının arkasındaki tatlı bisikletleriyle;  gittikleri yerlerde, araçların gidemeyeceği alanlara dahil pedallıyorlar. Tekirdağ için bir öykü olabilecek kadar nadir bulunabilecek bu çift ile sohbet etme şansına nail olduk.

0B_TptdvboQoxSFlyeThTU2VXOVU (1)

 

Akşam yemeğine kadar tanışmalar, sohbetler, bisiklet –yol anıları birbirini çay- kahve ile takip etti. Akşam yemeğinin ardından akşam çökmüştü ve Rodostobike öncesi Tekirdağ’ın tozunu almak isteyen bisikletliler için bir akşam turu organize edildi. Lüleburgaz, İstanbul, Edirne, Sakarya ve daha başka il- ilçelerden pedallayan bisikletliler bir akşam turunda buluşarak ve Gençlik Merkezi’nden Tekirdağ Sahil Dolgu Alanına keyifli bir tur yapmış olduk. Şu kareye bakar mısınız… Bizi bir araya getiren güce, birlikte gayet emniyetli bir sürüş yapabilen saygı ve düzene bakın…

0B_TptdvboQoxSFlyeThTU2VXOVU (3)

ÇARDAK ALTINDA TÜRKÜLER
Tekirdağ sahilindeki meraklı gözlerin altında çayımızı yudumlayıp tekrar gençlik merkezine döndüğümüzde artık işin ucu kaçmıştı. Saatlerce türkü şarkılar söyleyecek bir ekip bir araya gelmiş sazın – gitarın sesi yükselmeye başlamıştı. Çardak altında toplanan bisikletliler, bildiği kadar türkülere eşlik ediyor, bazen efkarlı bazen neşeli şarkılarla gecenin keyfini çıkarıyorduk…

10 derece civarı olan havaya rağmen ancak ortamın sıcaklığı bizleri bir arada tutabilirdi. Öyle de oldu.  Keyifli saatlerden sonra gece iki gibi evlerimize ulaştık…. Sabah büyük gün başlıyordu.

BÜYÜK GÜN! RODOSTOBİKE!

3405661191474481217-1152686646
Aylardır zaman – mekan fark etmeksizin çalışan kişilerin eseri, rakı fabrikasının yokuşundan sahil bisiklet yoluna girişte duyuluyordu…  Şenliğin etkinlik alanında başlayan müzik ve duyuruların gözün  görebildiği kalabalığa ulaşıyordu.

Her varış alanına ulaşmadan önce istemsizce hızlanan pedallar bu defa daha bir heyecanlı şekilde, etkinlik alanına vardık. Bayraklar, masalar, sandalyeler, puflar, güvenli bisiklet alanı, çay- kahve servisi, sahne, ses sistemi, seyyar tuvalet, fotoğrafçılar, drone kameralar, koşuşturan- heyecandan uyumadığı belli görevliler, herkesi dinleyen organizatörler…

Bir kenarda oturup olanları izlemek, bizim hiç de alışık olmadığımız bir durum olduğu için bir işin ucundan tutmalıydık! Baktık ki en çok yığılma kayıt – forma dağıtım masalarında oluyor. Hemen dahil olup yerlerimizi aldık. Kayıt yaptıranlar için harflere göre bölümlere ayrılmış masalara dağıldık ve kimimiz formaları kimimiz listeleri kimimiz belgeleri el birliği ile katılımcılara teslim ettik. Hakkını vermek gerekir ki, binden fazla katılımcının forma, katılımcı sertifikasını düzenleyip teslim etmek ve bunu hazırlarken de tüm kişi- grup ve kurumların katılımlarına hakim olarak yönetmek, bu işi en başta organize edenler için alkışlanacak bir görüntüydü.

Zaten tüm bu planlamaların, örgütlenme ve görev paylaşımlarının iki kısmı oluyor. Bir, görünenler. İki, gizli kahramanlar. Hem Süleymanpaşa Belediyesi hem de TEBİS’ten o kadar çok görevli koşturdu ki, onları görebilmek için resmen oturup takip etmek  gerekiyordu.

Etkinlik alanı bin bir çeşit renkli forma ile doluyordu… Yahu, tır dolusu bisiklet ile başka şehirden gelmek nedir? Adamlar bildiğin tır tutmuşlar.  İçine de bisikletleri doldurmuşlar, nereye, Rodostobike’a. Ya arkadaşım tebrikler, sizin oranın suyundan mı havasından mı bilmem ama siz delirmişsiniz.

14480547_1097944253614940_5833667418676818006_o_1_1474890861

Yüzlerce bisikletli, büyük heyecan içerisinde çıkışı bekliyordu… Giriş tacının altında toplanan kırmızı görevli öncüler, arkasında bin iki yüz bisikletlinin toparlanmasını bekliyor duyurular ve nazik uyarılar birbiri ardında katılımcılara yapılıyor, herkesin gözünde o büyük heyecan okunuyordu…

İLK PEDAL!
İlk pedal basıldı. İnanın, orada bir vücudun tüm parçaları gibi hareket edercesine sırayla yola çıkan bisikletlileri canlı gözlerle görseniz, benden daha fazla tüyleriniz ürperir… Sahil yolu boyunca, Süleymanpaşa Belediye Başkan Vekili Gülferah Güral, Süleymanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Hilmi İşsever ve Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ın eşi Belgin Eşkinat’ın öncü olduğu yolculuk ile bölgenin en büyük bisiklet turu Rodostobike da başlamış oldu.

GÖZ ALABİLDİĞİNE BİSİKLET
Kumbağ’a kadar sürecek yolculuk boyunca alınan güvenlik önlemleri eşliğinde yollar gidildi, yokuşlar aşıldı, inildi… Süleymanpaşalıların meraklı bakışları, alkış ve ıslıkları eşliğinde pedallayan ve yaklaşık üç kilometrelik alana yayılan bir bisiklet trafiği ile Kumbağ’a varıldı.

14500203_1097943506948348_1612323422029079358_o_4_1474890861

Kumbağ’daki dinleme alanında kurulan yemek masalarında öğle yemekleri afiyetle yedikten sonra sıra dönüş yolundaydı. Büyük bir keyifle gelinen 15 kilometre, aynı coşku ve keyifle geri dönülecekti. Tandem bisikletlerden tutun da çocuğunu bisiklet askılığı ile taşıyanlar, yıllardır bisiklete binmeyip bu tura katılanlar, süslü hanım, yakışıklı beyler, profesyoneller, amatörler, amcalar, çocuklar… Herkes pedallıyordu…

PLAKET TAKDİMİ VE ÇEKİLİŞ
Keyifle tamamlanan dönüşün ardından sıra şenliğe katılan gruplara plaket takdimindeydi. Grup yöneticileri/başkanları, grupları adına plaketleri alarak sahnede hatıra fotoğrafları için poz vererek alkışlar arasında tekrar kalabalığa karıştı. Ardı sıra zaman çekiliş vaktiydi. Sponsorların desteği ile bisiklet, kask ve formalardan oluşan çekilişler ile heyecanlı bekleyişleri olan katılımcılardan şanslı olanlar hediyelerine kavuştu.
0B_TptdvboQoxSFlyeThTU2VXOVU (5)

Bu çekiliş sonunda şaşırtan bir şey daha yaşandı… Bir hanımefendi mikrofunu eline aldı ve herkesin içerisinde evlenme teklif etti… Abi bu Tekirdağ’da işler gerçekten zıt. Kız bildiğin erkek arkadaşına millet içinde teklif etti. Hem şaşkınlık hem mutluluk ile teklif de kabul edilince çift herkesin gözü önünde sarıldı ve bize de alkışlamak düştü.

BİLİNÇ

Bundan bir yıl önce, grubumuzun ilk bisikletli kampı için yazdığım bir yazıda şunu demiştim; “Soru şudur, ‘biz birbirimize sahip çıkıp daha mı iyi olacağız’ ya da ‘birbirimizin açığını bulup daha mı kötü olacağız’ Hata bulmak bu dünyanın en basit işidir. Eleştirmek de öyle. Çözüm sunmak, bu çözümün bir parçası olmak, bir başkasının hatasını kapatmak, bunun için uğraş göstermek, çabalamak ise daha mı zor? “

Evet, TEBİS üyeleri, yüksek bilinç düzeyi ile yukarıda bahsi geçen konuyu aştıklarını Rodostobike’taki her tutumları ile kanıtladılar. Şenliğin hazırlık aşamasındaki stresten kaynaklı olarak elbette kişiler arasında fikir ayrılıkları ve buna dayanan bir takım gerginlikler yaşanmış olabilir ama görüldüğü kadarıyla bundan bile beslenmeyi öğrenmişler. Yeni filizlenen bir kulüp olmalarına rağmen kısa sürede böyle bir enerjiyi toparlayarak bu denli bir işe kalkışmaları, takdire şayan…

14444601_10154497260259780_8078657137131893464_o_5_1474890844

TEŞEKKÜR
Anlatılacak birçok anı, akla gelen bir sürü yaşanmışlık var… Onlar da bu etkinliğe katılanların hafızasında kalsın. Trakya bölgesinin en büyük bisiklet şenliğine katılım sağlamamız için bizlere aylar öncesinde haber vererek “eviniz, yeriniz hazır, çıkın gelin” diyen Alpaslan abimizden başlayarak, bizim ekibe, koca yürekli TEBİS ailesine, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Sayın Ekrem Ekşinat’a, Belediye çalışanlarına, Süleymanpaşalı’lara, Tekirdağlılara, çevre il ve ilçelerden gelen pedaldaşlara,  bu güzel anların oluşması için, Süleymanpaşa gibi mavi gözlü bir kent olsun olmasın; mutlu bir geleceğin, mutlu kentlerin, mutlu insanların var olması için pedal basan bütün pedaldaşlara, kocaman teşekkür!

Mert Atalay ’16

İnstagram
Facebook
Strava

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir