27- 29 Eylül 2015 Karasu Maden Deresi Kamplı Bisiklet Turu

“Doğanın kollarına kaçışların elbet birçok bahanesi vardır… Önceden yaşamların ta kendisi olan doğal yaşam hallerimize artık “kamp” adı altında kaçış isimleri veriyoruz. Her şeyi yakıp yıkıp koca koca beton binaları dikip, siyah yollara da medeniyet tavrı takınıp kendimizle övünüyoruz. Bunun adına modern dünya ismini takıyoruz. Cehennemin estel-i safiline batsın! Halbuki bize lazım olan sadece ve sadece ağaç, nehir ve toprak…”
———————————————————————————————————
• KAMP PROGRAMI
Şimdiye kadar bisiklet ile bu tip bir etkinlik Sakarya’da yapılmamıştı. Elbette üç- beş kişilik gruplar ile uzun – kamplı turlar yapılmış olabilir ama böylesine bir etkinliğe ben şahit olanı görmedim, duymadım. Birçok kişinin dile getirdiği ve başkanımız İlhan Şengel’in de programladığı bir etkinlikti kamplı bisiklet turu… Nasıl yapılır kiminle yapılır nerede yapılır soruları, zamanla cevaplarını buldu ve etkinlik için karar alındı. Yeri, mekanı ve nasıl yapılır programları da netleşerek gerekli duyurular da tamamlandı.
• BAYRAMLAŞMA

Grubumuzun en güzel etkinliklerinden birisi de her bayramda mutlak suretle bayramlaşma etkinliği . Zaten yolda kimi görse selam veren kişiler olarak birbirimizi bayramını kutlamak bizim için ayrı bir heyecana sebep oluyor. O gün, hem bayramlaşacak hem de harika bir kamp ile hareket edileceği için buluşma alanındaki herkesin gözlerinin içi gülüyordu. Onu görmek bile ne güzel… Küçükler büyüklerin ellerinden öptü, bayramlaşmalar yapıldı ve hareket saati geldi- çattı.

.
.
.
.
.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
• ADAPAZARI –KARASU GİDİŞ

Grup içerisinde birçok kişi evvelde Karasu’ya pedallamıştı fakat Maden Deresi bir ilk olacaktı. Gidiş yolculuğumuz sorunsuzca devam etti. Dönüşte sadece bir markete uğrayarak ihtiyaçları giderdik, 25-30 ortalama hızımız ile temiz bir şekilde Maden Deresi girişine kadar ulaştık. Maden Deresi yolu hem dar hem de çakıl- zift karışımı vaktiyle Köy Hizmetlerinin yaptığı yollara benzeyen, bisiklet için çok da elverişli olmayan bir yol. Yol dar olduğu için ve bayram yoğunluğu nedeniyle de daha düşük hızlarda ve daha ehemmiyetli şekilde kamp alanına kadar ulaştık.

• “ARKADAŞLAR ÇADIRLARI KURUYORUZ!”

Tek Sıraaa- Solda araaaaççç – Sağda Yayaya Dikkattt- Duruyoruzzz… Hiçbiri değil! İlhan Başkanın “Arkadaşlar çadırları kuruyoruz” talimatı… Evet bu grup üyelerinin şimdiye kadar duyduğu ilk talimattı. Böyle de bir heyecan yok yalnız… Milleti bir görseniz, patır patır çantaları kapmalar, çadırlara saldırmalar… Kimi yavaş kimi hızlı, sonucunda dört koldan harika – örnek bir kamp alanı…

• “OOO MANGAL ALIRIM BİR PARÇA”

Yollar gelindi, çadırlar kuruldu… Karınlar acıktı. Sandviçler, bisküviler mangala kadar idare etti. Ama artık yeter gayri! Yakın şu mangalı alooo…
Yaktılar. Öfff ne yedik ama ne yedik… Tavuklar, köfteler ohh… Mis gibi salata. Her çeşit içecek… Açık havada götürdük de götürdük. Çimenlere yayılana kadar yedik.

• KALEDEN FİLM ALANI OLUŞTURMACA

Evet yanlış okumadınız. Aldık projeksiyon perdesini astık kaleye, gol oldu! Yani git sinemaya bu kadar keyif alamazsın. Resmen gökyüzüne asılmış gibiydi film… Ee ses sistemimizde o şekil. Güzel bir yamaca serildik, aldık çekirdeğimizi, izledik filmlerimizi. ( Dur dur çayları da unutmayalım. )

• SEMAVER’DE ÇAY KEYFİ

Hem gece hem sabah herkes için efsane lezzetli çaylar içmemize sebep oldu. Gece film izlerken ve sabah kahvaltımızda tadına doyamadan içtik ve içtik…

• ATEŞ BAŞI ÇİFTTELLİ- TÜRKÜ – HALAY – İKİNCİ FİLM

Sanıyorum ki aramızdan bazılarının aklı hep ateş başı mevzundaydı. Film boyunca da aklını kurcalayacak olmalı ki ilk filmden 10 dakika sonra ikinci film için oylamaya geçildi. Oylamada çoğunluk ateş başı için hareket edince odunlar kamyonetin kasasında alındı ve etraftan da odun toplanmaya başlandı. Ateşin ısısı bünyelere yavaş yavaş işlemiş olacak ki türkü ve şarkılarla başlayan ateş başı anları, ağır çiftetelli, ankara ve kasap ile coşarak son buldu.
Eh, ateş yanmaya devam etti ama artık işler biraz daha isteyen istediği yerde yayılma takılma vakti gibi bir hale dönüştü. Bir yanda tüm kamp alanını kullanarak kocaman bir stüdyo bulmuş gibi ışıklarla oynayarak fotoğraf çekenler, bir yanda ateş başında takılmaya devam edenler, bir yanda çayını alıp sohbete dalanlar.. Erken yorulup çadırlarında dinlenmeye geçenler…
Derken haydi bir film daha izleyelim…. İkinci filmde yorulanlar dinlenmeye geçti, kalanı filme devam etti.

• ÇAKAL –TİLKİ SESLERİYLE UYUMAK

Dağ başına bisikletle gelip çadır atarsan kardeşim, çakal sesiyle de uyuyayım diye uğraşırsın. Tabi bazılarımız bu seslere alışık. Milleti endişelenmeyin gibi sözlerle sakinleştirmeye çalışıyorlar ama adam çakal sesi mi duymuş… Bir zaman sonra herkes alışmış olacak ki uykuya geçildi. İki kişi hariç… Adamlar sabaha kadar durmadan sohbet ettiler yahu.. En son dayanamayıp çadırdan seslendim, rica ettim de biraz soteye gidip sohbete devam ettiler. O iki kişi kendilerini biliyor.

• MADEN DERESİ’NİN ÇAĞLAMA SESİYLE UYANMAK


Çakal sesiyle uyuyan bünye Maden Deresi’nin çağlama sesiyle uyanınca ister istemez şaşırıyor. Alarm zırzırı yerine ne de güzel geliyor insana o şıkır şıkır su sesi… Sabah sisine sarılmış ağaçlara yayılıyorlar melodi gibi…

• KAHVALTI “Bir kamp alanında en fazla ne kadar güzel kahvaltı yapılabilir” cevabı bu idi. Yine mis semaver çayıyla birlikte domates- salatalık- reçel- bal- tereyağı ile krallar gibi doyduk. Sıra bu kahvaltıyı eritmeye gelmişti.

• MADEN DERESİ- TREKKİNG
Maden Deresi’nin doğal güzelliğinin yanında insanı bir gizeme sürükleyen geçmişi mevcut. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde bir Fransız firma, kurşun, boraks, çinko ve altın çıkarımı yaptığı madeni bir alan burası. Adını da buradan alıyor. Şu an şelale, geçmişte Baraj olarak kullanılan alan bile insanı yüzlerce yıllık görüntüleri aklında canlandırmaya yetiyor. Yürüyüş için patikalardan galerilere ulaşan, uçurum kenarındaki dar – mağara geçiti yollarını kullanıyor ve baraj alanına kadar ulaşabiliyorsunuz. Buz gibi suda, şelalede serinleyip dere yatağı boyunca suların içinde taşlarda seke seke yaklaşık üç kilometre kamp alanına kadar yürüdük. Kamp alanına vardığımızda saatler öğlene varmıştı ama henüz erkendi… Biraz daha vakit geçirelim diyerek saat ikiye kadar serbest zaman oldu.

• MADEN DERESİ- ADAPAZARI DÖNÜŞ

Maden Deresi’nden Adapazarı’na dönüş yolu, gidişe göre daha elverişliydi. Rüzgarın ardımızda olması bir yana herkesin motivasyonunun yüksek olması sanırım pedallara daha kuvvetli basmaya olanak sağladı. Sadece Ferizli’de bir mola verdik ve dinlendik. Geri kalan tüm yol boyunca 25-30 km/h ortalama ile pedalladık ve Adapazarı’na ulaştık.

• TECRÜBE

Bu kamp etkinliği katılan herkes için güzel bir tecrübe oldu. Elbette eksiğimiz kusurumuz olmuştur. Olduysa af ola ama şuna değinmek bu kusurları kapatmak da çok önemli bir başlık olacak:

• BİLİNÇ

Sosyolojideki bazı tanımlara göre “İnsan, sosyal bir hayvandır.” Elbette evinde bir odada “yalnızcılık” oynayıp kendini bu tanımdan ayıklamak da mümkün… Ve aynı zamanda da bir aforizmaya göre ”homo homini lupus” yani “insan insanın kurdudur” denilmekte. Neden tüm bunlardan bahsediyorum, kampla ne alakası var? Direkt ilgisi var. Orada yapılan her işte, atılan her adımda ben bunlara şahit oldum.
Etkinliğe- etkinliklere katılım göstermek, etkinlikteki her işte elini taşın altına koymaya çalışmak, maden deresinde yürürken bile önündeki için endişelenerek sıkıntılı geçişlerde birbirini uyarmak, saygı çerçevesinde yaptığı hareketlerin, söylediği sözlerin sonunu düşünerek konuşmak gibi davranışlar bu bilinç içerisine alınabilir. Soru şudur, “biz birbirimize sahip çıkıp daha mı iyi olacağız” ya da “birbirimizin açığını bulup daha mı kötü olacağız” Hata bulmak bu dünyanın en basit işidir. Eleştirmek de öyle. Çözüm sunmak, bu çözümün bir parçası olmak, bir başkasının hatasını kapatmak, bunun için uğraş göstermek, çabalamak ise daha mı zor? Etkinlikte tek bir vites grubu gibi hareket eden ve hiçbir sıkıntı yaşanmadan etkinliğin tamamlanmasını sağlayan tüm arkadaşlara içten teşekkür ederiz.
• YENİ ARKADAŞLAR- YENİ DOSTLUKLAR
Bu turda daha önceden aramızda bulunmayan, aramızda bulunsa da çok sık katılamadığı için çok da tanışamadığımız arkadaşlarımızla daha yakından tanışma, sohbet etme imkanı bulduk. Ekmeğimizi- suyumuzu paylaştık. Çok güzel anlar yaşadık. Dileriz bu bağımız daha da kuvvetlenerek ailemiz büyümeye devam eder.
• TEŞEKKÜR
Başta, bu etkinliğe başkanlık eden İlhan Şengel olmak üzere; etkinliği organize eden, görev alan, riskleri paylaşan: ulaşım, sağlık, gıda, teknik servis görevlerinde bulunan arkadaşlarımıza, kamp alanında güvenlik ve rahatlığımız için tüm koşulları sağlayan Maden Deresi Turistik Tesisleri işletmecilerine, güvenlik görevlilerine, etkinliğe çadırı ve en önemlisi bu etkinliğe katılarak harika bir güne imza atan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.
Son olarak;
“Dünya değişiyor dostlarım…. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bzim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. sizin için kötü olacak. benden hikâyesi.” diyen Sait Faik’i de anarak bu güzel etkinliğin elimizden geldiğince anlatımını noktalıyorum…
Mert Atalay – 15′

İnstagram
Facebook
Strava

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir